Randevu hattı

Klinik Psikoloji Hakkında Bilinenler ve Bilinmeyenler

Klinik Psikoloji Hakkında Bilinenler ve Bilinmeyenler

Klinik psikolojinin bilime getirilmesi ve geliştirilmesi.

“Klinik psikoloji” terimi (Yunanca: pastel, hastane yatağı) bilime Amerikalı psikolog Leitner Whitmer (1867-1956) tarafından getirildi. LeitnerWhitmer modern klinik psikolojinin kurucusu olarak kabul ediliyor.
Klinik psikolojinin kapsamı, yaşamı boyunca bilimlerin entegrasyonu, teori ve pratiğin anlaşılması, uyumsuzluk, sakatlık, rahatsızlık, entelektüel, duygusal, biyolojik, psikolojik ve sosyal yönlerin hafifletilmesinde yansıtılmaktadır.
19. yüzyılın sonlarında doğa bilimleri alanında bir çok keşif yapılmıştır. Mikroskopinin keşfi, mikrobiyoloji, histoloji, embriyolojinin gelişmesine ve kimyanın başarıları yeni bir bilim alanı olan biyolojik kimyanın ortaya çıkmasına yol açtı.
Psikiyatride nozolojik ilkenin gelişimi, zamanın en ünlü psikiyatristi E. Krepeli’nin (1856-1926) adıyla ilişkilidir. Akıl hastalıklarının ilk nozolojik sınıflandırması bilimsel önemini kaybetmedi. E. Krepelli’nin fikirleri, Darwin’in evrim teorisi ve İngiliz nörolog J. H. Jackson’ın görüşleri temelinde gelişti.
Alman psikiyatrist K. Bangeffer (1868-1949) da klinik psikiyatrinin gelişmesinde büyük etkiye sahipti. Onun “dışsal reaksiyonlar” kavramı, biyolojik yasaların bilimsel bir çalışması olarak düşünülebilir. Çeşitli ekzojen kaynaklı maddelerin spesifik olmayan psikopatolojik sendromların (özellikle zihinsel bozuklukların) ortaya çıkmasına neden olduğunu gösterdi.

Uluslararası arenada psikiyatrinin gelişiminde kilit rol oynayan bilim adamlarından biri, İ.P Pavlov’un (1849-1936) yüksek sinir aktivitesinin patofizyolojik mekanizmalarının incelenmesiydi. Ünlü fizyolog İ.M Sechenov’un çalışmalarına devam eden İ.P Pavlov, daha yüksek sinir aktivitesinin temeli olan geçici bağlantılar ilkesini yaratıcı bir şekilde keşfetti. Bu yenilik, akıl hastalığının patofizyolojik mekanizmasının objektif çalışmasında önemli bir adımdı.
Freudianizm, Neofreudyanizm, Davranışçılık, Neobiheviorizm, vb. Klinik psikolojinin gelişimini teşvik eden birçok değerli fikir ve yöntem, psikolojik okulların bilim adamlarının çalışmalarına yansımıştır.
Bilindiği gibi “psikanaliz” teorisinin kurucusu Avusturyalı psikonörolog Z. Freud’dur (1856-1939). Freud, zihinsel bozuklukların nedenini bu iki alanın çelişkisinde gördü. Bilinçdışı kavramını bir kişinin içgüdüleri ve eğilimleri olarak gördü.
Freud, bu eğilimleri insan yaşamının tüm yönlerini etkileyen ana faktör olarak görmüş ve insan düşünce etkinliğinin bu içgüdülerin kölesi olduğuna dikkat çekmiştir. Freud’a göre, insanın sosyal etkinliği de bu bileşenin konumu tarafından belirlenir. Freud’un haleflerinden biri olan S. Jung’a göre nevroz, iradenin toplumsal etkenler karşısındaki zayıflığının bir sonucu olarak ortaya çıkar.
Alman psikiyatrisinde görev alan E. Kretschmer (1888-1964) tarafından kurulan anayasal Genetik Teoriyi de belirtmekte fayda var. Bu teori, hastalığın kalıtımının vücut kompozisyonu ve bireysel özellikler ile ilgili olduğunu kanıtlamaktadır. Kretschmer’e göre herkes vücut yapılarına göre belirli akıl hastalıklarına yatkındır. Hasta insanlar, bu bireysel semptomların yoğunlaşmasında sağlıklı insanlardan farklıdır.

Akıl hastalığına kalıtsal yatkınlığın olduğu fikri geçmişte bilim adamlarının ilgisini çekmiştir. Uzun yıllardır hekimlik yapan doktorlar, akıl hastası yakınları arasında hastalık görülme sıklığının sağlıklı ailelere göre daha yüksek olduğunu gözlemlemişlerdir. Ancak bu konuda bilimsel bir görüş belirtmek, herhangi bir düzenliliğin varlığını ortaya koymak ancak son yıllarda mümkün olmuştur.
19. yüzyılın ortalarından itibaren, B. Morel’in (1809-1873) suç teorisi ile bağlantılı olarak psikiyatrinin toplumsal temellerinin araştırılması başladı. Bu da kalıtsal teorinin klinik psikiyatride uygulanmasına izin verdi. Böylece, bireysel ruhsal bozukluklarda sosyolojik ve kalıtsal faktörlerin incelenmesi başladı. Buna bir örnek, 19. yüzyılın ortalarında İtalyan bilim adamı C. Lombrazo (1835-1909) tarafından geliştirilen suç ve kalıtım teorisidir.
Yirminci yüzyılın başlarında, kalıtım teorisi özellikle Almanya’da yaygındı.
V.M Bekhterev’inpsikonörolojik hastalıkların doğası çalışmasındaki hizmetlerine de dikkat edilmelidir. Akıl hastalığının beynindeki anatomik ve histolojik değişikliklerin incelenmesi üzerine yaptığı çalışma büyük önem taşıyordu. V.M Bekhterev’in psikoterapi ve beyin cerrahisi alanında da büyük hizmetleri oldu. 1908’de Rusya’da St. Petersburg’da psikonöroloji alanında bir araştırma enstitüsü kuran ilk kişi oldu.
Akıl hastalığının tedavisi ve önlenmesi alanında önemli araştırmalar yürüten klinik psikiyatrinin önde gelen temsilcisi PB Gannushkin’in (1875-1933) adı özel olarak anılmayı hak ediyor. Psikopati üzerine çalışmaları artık psikiyatristler için bir masa kitabıdır.

L.S Vygotsky ve öğrencileri, bir bilim olarak klinik psikolojinin oluşumuna büyük katkıda bulundular.  Onun Fikirleri A.N. Leontiev, A.R. Luria, P.Y. Galperin ve diğerleri tarafından geliştirildi.

Klinik psikolojinin yapısal alanları ve temel yöntemleri

Şu anda, klinik psikolojinin yapısı aşağıdaki alanlara sahiptir:
• Patopsikoloji – psikoloji, psikopatoloji ve psikiyatri sınırında yaratılmıştır. Patopsikoloji – insan ruhundaki merkezi sinir sistemine verilen hasarın yanı sıra etkili düzeltme yöntemlerinin tedavisi ile ilgilenir. Klinik patopsikoloji çalışmaları, zihinsel işlevlerle ilgili sorunları tanımlar ve sistematize eder.
•Nöropsikoloji- psikoloji, nöroloji, beyin cerrahisi sınırında oluşmuştur. Nöropsikoloji – beynin ve merkezi sinir sisteminin zihinsel süreçlerdeki etkinliği, psikiyatri, nöroloji, düşünce felsefesi, bilişsel bilimler, nöronların yeri vb. LS Vygotsky ve A.R. Luria’nın bu alandaki araştırmaları iyi bilinmektedir.
Nöropsikoloji – insan zihinsel bozukluklarının beyin mekanizmalarını inceler. Lokal beyin hasarında sendrom analizi sonucunda değişen yapılarda zihinsel aktivitenin özelliklerini araştırır.
• Çocuk klinik psikolojisi- Anormal zihinsel gelişim gösteren çocukların zihinsel aktivite, duygusal vb. süreçlerin teşhisi ile ilgilenir.
•Somatik hastaların psikolojisi – iç organ ve sağlık bozukluklarına ek olarak zihinsel durumdaki değişiklikleri inceler. Başta onkolojik ve diğer ciddi hastalıklar olmak üzere bir takım hastalıklar hastanın hem çevreye hem de kendisine karşı tutumunu değiştirir.
Klinik psikoloji ve psikiyatri aynı temel görevi yerine getirir.
Aşağıdaki klinik psikoloji yöntemleri vardır:
-röportaj yapmak;
-konuşma;
-psikofizyolojik yöntemler (örn. EEG):
-biyografik yöntem:
-yaratıcı ürünlerin analizi:
-anamestik yöntem (tedavinin seyri, nedenleri, tedaviyle ilgili bilgilerin toplanması); hastalık geçmişi
-deneysel – psikolojik yöntem (standart ve standart olmayan yöntemler).

Klinin psikolojinin temel işlevleri ve kalkınma yasalarının uyumluluğu

Uygun ve yeterli bir psikoterapötik ve rehabilitasyon programı oluşturmak için klinik psikolojinin temel görevlerini incelemek gerekir. En önemli görevler hastayı ve çevresini incelemektir.
Klinik psikolojinin ana bölümleri şunlardır:
1. Hasta insanların psikolojisi;
2. Etkileşim terapisinin psikolojisi;
3. Zihinsel aktivitenin normları ve patolojisi;
4. Sapkın davranış psikolojisi (anormal, yasadışı ve ahlaksız)
5. Somatik bozukluklarla ilişkili sorunlar;
6. Nevroz nedenleri.
Rehabilitasyon, bozulmuş zihinsel süreçlerin ve daha yüksek zihinsel işlevlerin restorasyonu ile bitmez. Bu, hastanın kimliğini ve sosyal statüsünü geri kazanmayı amaçlayan sistematik bir faaliyettir. (Bireysellik ve kişilik kavramındaki temel kriterler) Bütün bu çalışmalar klinik psikolojinin önemli bir alanı olan psikoterapi ve rehabilitasyonun gelişmesini sağlar.
Genel olarak, klinik psikolojinin ana görevleri şunları içerir:
1. Hastalık ve sağlığı geliştirme çalışmalarında psişenin rolü;
2. Çeşitli hastalıkların ortaya çıkmasında ve seyrinde zihinsel süreçlerin rolü ve yeri;
3. Hastalığın tedavisi sürecinde ruhtaki değişiklikler (çeşitli ilaçlara tepkiler);
4. Çeşitli hastalıklar sırasındaki zihinsel bozukluklar ve bunların ortadan kaldırılması veya düzeltilmesi için yöntemler;
5. Psikoterapi ve psikodüzeltmenin psikiyatri, beyin cerrahisi, anormal çocukların ve somatik hastalıkların rehabilitasyonunda uygulanması;
6. Lokal beyin yaralanmaları sırasında daha yüksek zihinsel işlevlerin bozulması;
7. Beynin çeşitli patolojik koşullarında zihinsel aktivite bozuklukları, vb. öğrenir.

Klinik psikolojinin modern gelişimi, sistematik analiz ve sistematik yaklaşım yoluyla bilimsel ve pratik problemlerin çözümüdür. Teşhis, teşhis, psiko-düzeltme ve psikoterapinin açıklığa kavuşturulması, klinikte pratik bir bakış açısıyla modern klinik psikoloji çalışmalarının temelidir.

15.05.2023
895
Ziyaretçi Yorumları

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.